1. TÜRK
BANKACILIK SİSTEMİNDE PLANLI DÖNEM (1960–1979)
1960 ve 1979 yılları arasındaki dönem
Türkiye bankacılık sektöründe kamu müdahalesinin yoğun olduğu bir dönem olarak bilinmektedir.
Ekonomik faaliyetlerin Kalkınma Planı ve Yıllık Programlara bağlandığı ve bu dönemin
büyük bir bölümünde 1930’lu yıllardan beri uygulanan ithal ikamesine dayalı
sanayileşme stratejisine bağlı olarak dışa kapalı bir bankacılık sistemi hâkimdir.
İthal ikameci sanayinin kurulup gelişmesi ve onun finansmanı, birinci derecede
bir sorun olarak ortaya konulmuş, gerek kurumsal düzenlemeler gerek mevzuat
düzenlemeleri bu stratejiden önemli ölçüde etkilenmişlerdir. (Ertuğrul ve Zaim,
1996:23)
Bu dönemde mevduat ve banka
kredilerine uygulanacak faiz oranları, banka komisyon oranları ve kredi
limitleri, izlenen ithal ikamesi politikası doğrultusunda belirlenmiş,
bankaların temel işlevi kalkınma planlarında yer alan yatırımların
finansmanlarının sağlanması olarak tanımlanmıştır. (Apak ve Tavşancı, 2008:41–42).
1980 öncesinde bankacılık sistemine giriş bankacılık mevzuatı ile sınırlandırılmış
ve BBYKP’nin uygulama yıllarında ticari banka sayısının fiilen
sınırlandırılması, Yatırım ve Kalkınma Bankalarına ağırlık verilmesi gibi bir
uygulamaya gidilmiştir (Ertuğrul ve Zaim, 1996:23). Bu uygulamaların yanında mevcut
bankaların yeni şube açmaları yönünde teşvik edilmişler aynı zamanda yapısal
olarak küçük ve maliyet oranları büyük olan bankaların birleştirilerek ortalama
sabit maliyetlerinin azaltılmasına çalışılmıştır. (Apak ve Tavşancı, 2008: 42).
Bu dönemde yapılmak istenen bankacılık sektöründe küçük ve çok sayıda banka
yerine az sayıda büyük bankanın bulunmasını sağlamaktır. Tabi ki bu uygulamalar
bankacılık sektörünün birkaç banka üzerinde toplanmasına neden olmuş bunun
sonucu olarak rekabetten uzaklaşılmasına ve oligopolcü bir yapının oluşmasına
neden olduğu açıkça görülmektedir.
1960’lı yılların başı çok sayıda
bankaların faaliyetlerine son verdiği veya tasfiye olduğu, bankacılık
sektöründen önemli ölçüde mevduatın çekildiği bir dönem olmuştur. Yine bu
dönemde uygulanan negatif reel faiz bankaların aşırı zarar etmesine ve aşırı
değerli yerli para politikaları bankacılık sektörünün gelişimini olumsuz
etkilemiş, özellikle 1976–1980 arasında tasarruflar önemli derecede azalmış ve
mali sistemin büyük oranda küçülmesine neden olmuştur (Apak ve Tavşancı,2008:42).
Türkiye’de 1970’li yıllarda hizmet ve sanayi sektöründe oldukça hızlı
bir holdingleşme başlamıştır. Bu gelişme bankacılık sektörünü de etkilemiş,
holding bankacılığı yaygınlaşmıştır. Holding bankacılığı Türkiye’de bir
bankanın iştirakleri yolu ile holding haline gelmesi değil, bir bankanın
yönetim ve denetimi ile bir holding kuruluşuna ait olmasıdır (Hüseyin Şahin,
2006:449). Holding bankacılığının gelişmesinde 7129 sayılı Bankalar Kanunu’nun
‘bankaların en az %25 sermayesine sahip bulundukları iştiraklerine açacakları
kredi oranında üst sınırı kaldıran 38. maddesi ile özel kesime sağlanan
teşvikler, holdinglere tanınan vergi avantajları ve kamuoyunda prestij kazanma
gibi nedenlerin etkili olduğu ifade edilmektedir (Tutcuoğlu, 2010: 9).
26 Ocak 1970 tarihinde Merkez Bankası
işlemlerini düzenleyen 1211 sayılı yeni Kanun yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme
ile Merkez Bankası, modern merkez bankalarının en önemli faaliyetlerinden biri
olan ‘açık piyasa işlemleri’ yapma yetkisine kavuşmuştur. Para ve kredi
politikasının uygulanmasında bankaya yeni görevler verilmiş, bankaların
denetimi konusunda yeni yetkiler tanınmıştır (Ertuğrul ve Zaim, 1996: 24).
1.1. 1960–1979 Döneminde
Kurulan Bankalar
·
Turizm Bankası: 1960 yılında turizmle ilgili çeşitli
girişimlerde bulunarak turizm endüstrisinin gelişmesine yardım etmek, turizm
kurum ve işletmelerine çeşitli vadelerle krediler vermek yoluyla finansman
ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuştur (Ergüneş, 2008: 139). Kamusal sermaye ile kurulmuştur. Yüksek
Planlama Kurulu'nun 20 Ocak 1989 tarih ve 89/T–2 Sayılı kararı ile Türkiye
Kalkınma Bankası A.Ş.'ye devredilmiştir (www.tbb.org.tr).
·
Sınaî Yatırım ve Kredi Bankası: Özel bir kalkınma bankası olan Sınaî
Yatırım ve Kredi Bankası, özel
kesime orta vadeli yatırım ve işletme kredisi vermek ve sermaye piyasasını
geliştirmek üzere 1963 yılında altı banka (Akbank, İş Bankası, Osmanlı Bankası,
Garanti Bankası, Vakıflar Bankası ve Türkiye Kredi Bankası) tarafından
kurulmuştur. Bankanın kaynaklarının önemli bir bölümünü kurucu bankaların
mevduatlarının yüzde biri ve mevduat artışlarının yüzde beşi olarak yirmi yıl
süreyle ikraz etmeyi kabul ve taahhüt ettikleri tutarlar oluşturmaktadır.
Ayrıca bu kaynağın yanında bankanın yurtiçi ve yurtdışında borçlanması da
öngörülmüştür. (Başol, 1992: 307). 29 Mart 2002 tarih ve 24710 sayılı Resmi
Gazete'de yayınlanan BDDK'nın 27 Mart 2002 tarih ve 659 Sayılı Kararı ile
banka, her türlü hak, alacak, borç ve yükümlülükleri ile birlikte tüzel
kişiliğinin sona erdirilmesi suretiyle Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A.Ş.'ye
devredilmiştir (www.tbb.org.tr).
·
Devlet Yatırım Bankası: 1964 yılında Amortisman ve Kredi
Sandığı yerine (Hiç, 1994:430), KİT’lerin orta ve uzun vadeli kredi
ihtiyaçlarının karşılanması için bu kurumlarda yaratılacak fonları toplamak ve
tek elden yönetmek amacıyla kurulmuştur. (Ergüneş, 2008:139) "Devlet
Yatırım Bankası", 31 Mart 1987 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 3332
sayılı Kanunla, "Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş.(Türk Eximbank)"ye
dönüştürülmüştür. Bankanın sermayesinin tamamı Hazine'ye ait olup, bünyesinde
ihracat kredisi ve ihracat kredi sigorta/garantisi hizmetlerini sunan
Türkiye'nin tek resmi destekli finansman kuruluşudur(www.tbb.org.tr).
·
Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası
(DESİYAB): Dışarıda
çalışan işçilerin tasarruflarını değerlendirmek ve bunları kalkınma planlarının
temel hedeflerine uygun teşebbüslere özellikle sanayi yatırımlarına yöneltmek amacıyla
1975 yılında kurulmuştur(Ergüneş, 2008:140). Banka, 1877 sayılı Yetki Kanunu’na
dayanılarak, 27 Kasım 1975 tarih ve 13 sayılı KHK ile "Devlet Sanayi ve
İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) A.Ş." unvanı ile kurulmuştur. Banka’nın
kuruluş işlem ve faaliyetleri 14 Kasım 1983 tarih ve 165 sayılı KHK ile yeniden
düzenlenmiştir. 15 Temmuz 1988 tarih ve 329 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
unvanı “Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.” olarak değişmiş ve sanayi sektörü dışındaki
sektörleri de finanse etmek imkanı sağlanmıştır. Yüksek Planlama Kurulu’nun 20
Ocak 1989 tarih ve 89/T–2 sayılı Kararı ile T.C. Turizm Bankası A.Ş.’nin tüm
aktif ve pasifleriyle Türkiye Kalkınma Bankası’na devredilmesi sonucu Banka’nın
hizmet verdiği alanlara turizm sektörü de ilave edilmiştir.
12 Şubat 1990 tarih ve 401 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ile Banka statüsünün bazı maddeleri değiştirilmiştir.
Bankanın hisse senetleri 19–20–21 Kasım 1990 tarihlerinde halka arz edilmiş, 6
Mart 1991'de İMKB'de işlem görmeye başlamıştır. Bankanın kuruluşuna ilişkin
4456 sayılı Kanun 14 Ekim 1999 tarihinde kabul edilmiş ve 17 Ekim 1999 tarih ve
23849 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Banka, bu Kanun
ile düzenlenen hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi ve anonim şirket
şeklinde, tüzel kişiliğe sahip, bir kalkınma ve yatırım bankasıdır. (www.tbb.org.tr).
·
Maden Bankası: 1968 yılında kurulmuştur. Sanayi
sektörü dışındaki sektörlerin yatırım kredisi ihtiyaçlarının karşılanması için
kurulan yatırım bankalarındandır. Kurulduktan sonra faaliyete geçmemiş ve 16
Mart 1974 tarihinde tasfiyeye gitmiştir.
·
Anadolu Bankası: 1962 yılında zor duruma düşmüş olan
Türk Ekspres Bankası ve Buğday Bankasının birleştirilmesiyle oluşturulmuş, sermaye
aktarımının Hazine tarafından karşılanmasının sonucu olarak kamu bankasına
dönüşmüştür (Ergüneş, 2008:140). 8 Ocak 1988 tarihinde Türkiye Emlak Kredi
Bankası çatısı altına girmiştir. 1997 yılında Özelleştirme İdaresi'nce Etibank
A.Ş.'nin 3'e ayrılarak Etibank A.Ş., Denizcilik Bankası T.A.Ş. ve Anadolu
Bankası T.A.Ş. adı altında 3 ayrı özelleştirme işlemine tabi tutulması
sonucunda açılan özelleştirme ihalesi kapsamında "Anadolu Bankası
T.A.Ş."nin isim ve lisans haklarının Anadolubank A.Ş.'ye devri gerçekleştirilmiştir.
·
Amerikan-Türk Dış Ticaret Bankası: 1964’te Bank of America’nın %20, Banca
d’Americae d’Italia’nın %4 iştirakiyle, Türkiye İş Bankası’nın bir şubesi
olarak kurulmuştur. (Hiç, 1994:431) 27 Mart 1971 tarihinde "Türk Dış
Ticaret Bankası A.Ş." unvanını almıştır. Bankanın hisse senetleri 13 Eylül
1990'dan itibaren İMKB'da işlem görmeye başlamıştır. Türk Dış Ticaret Bankası
A.Ş.'nin ödenmiş sermayesinin % 89,34'ü, 4 Temmuz 2005 tarihinde Fortis Bank
NV-SA'ya devredilmiştir. Bu tarih itibariyle banka, özel sermayeli mevduat
bankaları grubundan Türkiye'de kurulmuş yabancı sermayeli bankalar grubuna
geçmiştir. 24 Kasım 2005 tarihi itibariyle unvanı "Fortis Bank A.Ş."
olarak değişmiştir. Fortis Bank A.Ş., 25 Ocak 2011 tarihinde, tüm aktif pasifi
ile kül halinde, Türk Ekonomi Bankası A.Ş.'ye
devredilmiş, tüzel kişiliği 14 Şubat 2011 tarihinde İstanbul Ticaret
Sicili'nden sildirilerek sona ermiştir.
·
Arap-Türk Bankası: 1929 sonrası Türkiye’de faaliyete
geçen ilk yabancı banka 1977 yılında kurulan Arap-Türk Bankası olmuştur. Banka
Arap-Libya Ticaret Bankası %40, Kuveyt Yatırım Bankası %20, T. İş Bankası %20
ve Anadolu Bankası %20 paya sahip olmak üzere kurulmuştur. Anadolu Bankası’nın
payı daha sonra İş Bankası tarafından satın alınmıştır. Banka Arap sermayesini
Türkiye’ye çekmek, uluslar arası bankacılık yapmak ve uluslar arası finans
pazarlarından kaynak sağlamak amacıyla kurulmuştur (Apak ve Tavşancı, 2008:42).
Günümüzde %65’i Arap %35’i Türk bir girişim bankasıdır.
Bu dönemde olan ilginç gelişme, 1929
yılından sonra yaklaşık 50 yıl süreyle Türkiye’de yeni yabancı banka kurulmamış
ve şube açmak yoluyla dahi faaliyete geçmemiş olması, 1980 yılında Türkiye’de
bulunan yabancı banka sayısının 4’e kadar gerilemesidir. Ayrıca bu bankaların
mevduat-kredi piyasasındaki payı da %2–3 aralığına kadar gerilemiştir (Apak ve
Tavşancı, 2008:42)
Bu dönemde Selanik Bankası 1969
yılında Kara Mehmet Grubu tarafından satın alınarak unvanı Uluslar arası
endüstri ve Ticaret Bankası olarak değiştirilerek ulusal sermayeli banka
statüsüne dönüştürülmüştür. Denizcilik Bankası, Etibank ve Sümerbank bankacılık
bölümleri geliştirilmiş, Ziraat Bankası yatırım kredileri sağlamak üzere ek
kaynak ve imkânlara kavuşmuştur (Hiç, 1994:431). Özel Sektör Yatırım Bankası
kurulması öngörülmüş, ancak bu banka da faaliyete geçmeden tasfiye edilmiştir.
Tablo
1. 1960–1978 Yılları Arası Banka ve Şube Sayıları
|
1960
|
1962
|
1964
|
1966
|
1968
|
1970
|
1972
|
1974
|
1976
|
1978
|
Özel B.
|
20
|
22
|
22
|
23
|
22
|
22
|
22
|
22
|
23
|
24
|
Yerel B.
|
12
|
9
|
6
|
5
|
5
|
5
|
3
|
2
|
-
|
-
|
Kamu B.
|
14
|
14
|
12
|
12
|
12
|
12
|
12
|
12
|
13
|
13
|
Yabancı
|
5
|
5
|
5
|
5
|
5
|
5
|
5
|
5
|
5
|
4
|
Kal. Yat.
|
-
|
1
|
2
|
2
|
3
|
2
|
2
|
2
|
2
|
2
|
Toplam
|
51
|
51
|
48
|
47
|
47
|
46
|
44
|
43
|
43
|
43
|
Şube Sayısı
|
-
|
1.716
|
1.896
|
2.045
|
2.537
|
3.194
|
3.666
|
4.407
|
4.817
|
5.464
|
1.2.Faaliyetine Son
Verilen Yerel ve Küçük Bankalar
Bu dönemde uygulanan politika
sonucunda faaliyetine son verilen bankalar;
Niğde
Bankası (1960), Akşehir Bankası (1960), Doğu Bank (1961), Esnaf Kredi Bankası
(1961), Sanayi Bankası (1961), Bor Zürra
ve Tüccar Bankası (1961), Türkiye Birleşik Tasarruf ve Kredi Bankası (1961),
Türk Ekspres Bankası (1962), Buğday Bankası (1962), Tutum Bankası (1963),
Ankara Halk Sandığı (1963), İstanbul Halk Sandığı (1963), İzmir Halk Sandığı
(1963), Lüleburgaz Birlik Ticaret Bankası (1964), Raybank (1964), Türkiye Kredi
Bankası (1966), Adapazarı Emniyet Bankası (1971), Zonguldak Efes Bankası
(1972), Maden Kredi Bankası (1973), Türkiye Maden Bankası (1974), Sağlık
Bankası (Şarkîkaraağaç Bankası – 1975), Banka Commerciale İtaliana (1977)
(Ergüneş,2000 s.140).
2. TÜRK BANKACILIK
SEKTÖRÜNDE 1980-1990 ARASI DÖNEM
Ocak 1980’de uygulanmaya başlanılan
ekonomik istikrar politikası ekonominin karşı karşıya bulunduğu
istikrarsızlıklarla mücadelenin yanında yeni bir ekonomik gelişme anlayışını da
beraberinde getirmiştir (Apak ve Tavşancı, 2008:43). 24 Ocak 1980 kararlarının
getirdiği dışa açılma, serbest pazar ekonomisine geçiş ve liberalleşmeye dayalı
bu yeni ekonomik anlayıştan en çok etkilenen ve değişim içine giren
sektörlerden biri de bankacılık sektörü olmuştur (Boyacıoğlu, 2003:523).
1980 sonrasında bankacılık sektörüne
girişler kolalaşmıştır. Bu dönemde sistemden çıkışlarda yoğun biçimde
yaşanmıştır, fakat çıkışların girişler kadar kolay olmadığını belirtmeliyiz.
1980’li yıllarda banka sayısındaki artış özellikle yeni yabancı bankaların
ülkeye girmesi ile gerçekleşmiştir (Şahin, 2006:449). 1980 yılında sayısı 4’e
kadar gerilemiş olan abacı banka sayısı 1991 yılında 24’e yükselmiştir (Apak ve
Tavşancı, 2008:44). Türkiye’nin dışa açılma ve dünya ile bütünleşme çabaları ve
dış ekonomik ilişkiler hacmindeki gelişmeler dış ticaret bankacılığını da
teşvik etmiştir. Kısaca dışa açılma politikası bir yandan ülkeye yabancı
sermeye girişini teşvik etmiş, öte yandan, yerli özel sermayeli dış ticaret
bankalarının kurulmasını ve Mevduat ve Ticaret Bankaları’nın yurtdışında
şubeler açmalarını uyarmıştır (Şahin, 2006:449).
Tablo 2:
Banka Sayısı 

Kaynak:
BDDK Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı Gelişme Raporu, 2002.
1 Temmuz 1980 tarihinde kredi ve
mevduat faizlerinin serbest bırakılmasının ardından hızla gelişen bankerlik
sistemi, 1982 yılında banker krizine
neden olmuştur. Bunun üzerine 1 Ocak 1983’ten itibaren faizler yeniden
kontrol altına alınmıştır. 1987’de yeniden serbest bırakılan faizlere, aşırı
rekabetten dolayı artan mevduat faizleri nedeniyle 1989’da üst sınır
konulmuştur. (Tutcuoğlu, 2010:9).
1980’li ve 1990’lı yıllarda
bankacılık açısından bir olumlu gelişme, dış ekonomik ilişkilerin gelişmesidir.
Bankalar artan dış ekonomik faaliyetlere kredi açmaya yönelmişlerdir. Yabancı
bankalar Türkiye’ye gelmişler ve dış ticaretin finansmanında ulusal bankalarla
rekabete girmişlerdir. Yabancı bankaların rekabeti Türk banka sisteminde
rekabeti arttırmıştır. Bankalar rekabet güçlerini arttıracak birçok alana
yatırım yapmaktadırlar. Bunlardan birisi yeni teknolojiyi simgeleyen makineler,
öteki ise iyi yetişmiş insan kaynağıdır (Şahin, 2006:451). Bankacılıkta
bilgisayarlaşma ve özellikle de ATM’lerin kullanılmaya başlanmasıile bankaların
şube sayılarında düşüşler yaşanmaya başlanmıştır.
1984 yılında bankalara kendi
kurlarını günlük olarak açıklama yetkisi ve döviz tevdiat açma izni verilir.
(Ergüneş, 2008:160). Fakat bu serbestlik sistemde dalgalanmalara neden olunca,
Mart 1986’da tekrar TCMB kurlarının esas alındığı sisteme geri dönülmüştür.
1988 yılı Ağustos ayından itibaren döviz kurları piyasa koşullarına yakın
biçimde saptanmaya başlamıştır. Bu amaçla TCMB’de döviz ve efektif piyasaları
oluşturulmuştur. Ağustos 1989’da çıkarılan TPKK hakkındaki 32 sayılı kararname
Türk finansal sisteminin serbestleşmesi açısından çok önemlidir. Bu kararname
ile kambiyo rejiminde tam serbestlik sağlandı ve TL’nin konvertibilitesi için
nihai adım atıldı, konvertibilite Şubat 1990 da tamamlandı (Şahin, 2006:453).
Bu yıllar aynı zamanda yabancı ortak
döneminin de başlangıcı olur; ABD sermayeli Irving Trust Tütünbak’a ortak olur.
ENKA Holding Japon Mitsui ve Amerikan Chemical Bank’la ortak banka kurma
çalışmasına girer (Ergüneş, 2008:160).
1984’te bankacılık sistemine faizsiz
bankacılık yapan özel finans kuruluşları dahil olmuştur. İslam ülkeleri Faizsiz
Bankacılık yapmak üzere Al Baraka, Faisal Finans, Kuveyt Türk Evkaf Finans
kurumları açarken, Arap-Türk Bankası, Bahreyn ve Kuveyt Bankası, Habib Bank,
Bank Mellat, Suudi Amerikan Bankası şube bankacılığı ya da Türk ortaklar ile
kurulan bankalar ile mali sistem içine girmişlerdir (Ergüneş, 2008:161).
Mayıs 1985’te devlet tahvillerinin
periyodik ihalelerle satışına başlanır (Ergüneş, 2008:163).
1986 yılında genişleyen bankacılık
faaliyetlerine fon bulma kolaylığı sağlamak amacıyla Bankalar arası para
piyasası yürürlüğe geçer (İnterbak piyasası).
Yine aynı yıl, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası faaliyete geçer.
(Ergüneş, 2008:164)
1987 yılında TCMB açık piyasa
işlemlerine başlamıştır.
1987 yılında yeniden yapılandırma
ekonomi çevrelerinin yeni tartışma konusu olur. Bir taraftan hızla artan
donuk/batık krediler , diğer taraftan kamu bankalarının donuk krediler
nedeniyle yaşadığı darboğaz sistemde yeniden düzenlemeyi ihtiyaç haline getirmiştir.
Kamuoyunda ‘şirket kurtarma’ yasası
olarak bilinen yasa çıkarılarak şirketlerin bankalara olan borçları
yeniden yapılandırılır. Yasanın şirket kurtarma ile ilgili olmayan diğer
bölümünde ise Devlet Yatırım Bankasının ithalat ve ihracat işlemleri finanse
edecek, sigortalayacak biçimde ‘Eximbank’ olarak yeniden yapılandırılması
öngörülmektedir. Banka 1980 sonrası benimsenen ‘sanayileşme stratejisi’
doğrultusunda bu yasa le yeniden yapılandırılmış, dış ticaretin finansmanına
yönelik bir ihtisas bankası olarak Türk İhracat Kredi Bankası (Türk Eximbank)
adını almıştır. Kalkınma ve yatırım bankalarının dışa yönelik sanayileşme
stratejisi doğrultusunda yeniden yapılandırmaya yönelik uygulamalar DYB ile
sınırlı kalmaz. 1975 yılında yurtdışında çalışan işçilerin havalelerini
yatırımlara kanalize etmek için kalkınma bankası olarak kurulan DESİYAB(Devlet
Sanayi İşçi Yatırım Bankası) 1988 yılında Türkiye Kalkınma Bankasına
dönüştürülür. 1989 yılında da 1960’ta kurulan T.C. Turizm Bankası tüm aktif ve
pasifleriyle T. Kalkınma Bankasına devredilir. Batık ve/veya donuk kredilerin
sistemde yarattığı kriz sonucu yeniden yapılandırma doğrultusunda mali durumu
kötüleşen Töbank’a Ziraat, Halk ve T. Emlak ve Kredi Bankası ortak edilirken
(Mart 1987), Anadolu Bankası ise T. Emlak Kredi Bankası ile birleştirilir,
bankanın yeni adı T. Emlak Bankası A.Ş. olur (Ocak 1988). Nisan 1988’de de %51
hissesi Derviş Temel’in olan Çaybank’ın tasfiyesine karar verilir. Tasfiyeye
Halk Bankası iştirak edecektir (Ergüneş, 2008).
2.1. 1980-1990 Dönemi
Türkiye’de Kurulan ve Hala Faaliyet Sürdüren Bankalar
2.1.1. Kamu Kalkınma ve
Yatırım Bankaları
- Türk Eximbank/Türkiye İhracat Kredi Bankası (1987)
2.1.2. TMSF (Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu) Bünyesindeki Bankalar
- Adabank A.Ş. (1985)
2.1.3. Türkiye'de Kurulu
Yabancı Yatırım Bankaları
- Taib Yatırım Bank A.Ş. (1987)
- Credit Agricole Yatırım Bankası Türk A.Ş.
(1990)
2.1.4. Özel Mevduat
Bankaları
- Tekstil Bankası A.Ş. (1986)
- Turkish Bank A.Ş. (1982)
2.1.5. Türkiyede Kurulu
Yabancı Mevduat Bankaları
- Citibank A.Ş. (1981)
- Deutsche Bank A.Ş. (1988)
- Fibabanka A.Ş. (1984)
- Finansbank A.Ş. (1987)
- HSBC Bank A.Ş. (1990)
- ING Bank A.Ş. (1984)
- Turkland Bank A.Ş. (1986)
2.1.6. Mevduat Toplama
Yetkisine Sahip Yabancı Banka Şubeleri
- Bank Mellat (1982)
- Habib Bank Limited (1983)
- JPMorgan Chase Bank N.A. (1984)
- Sociéte Générale (SA) (1989)
- WestLB AG (1985)
2.2. 1980-1990 Dönemi
Türkiye’de Kurulan ve Faaliyeti Sona Eren Bankalar
- Ak Uluslararası Bankası A.Ş. (1985)
- Bank Kapital Türk T.A.Ş. (1986)
- Bank of Credit and Commerce International
Ltd. (1982)
- Birleşik Türk Körfez Bankası A.Ş. (1988)
- Birleşik Yatırım Bankası (1989)
- Credit Lyonnais S.A. (1987)
- Fiba Bank A.Ş. (1985)
- Koçbank A.Ş. (1981)
- Marmara Bankası A.Ş. (1987)
- Tekfen Yatırım ve Finansman Bankası A.Ş.
(1989)
- Türkiye İthalat ve İhracat Bankası A.Ş.
(Impexbank) (1984)
- Türkiye Turizm Yatırım ve Dış Ticaret
Bankası A.Ş. (TYT Bank) (1988)
- Ulusal Bank T.A.Ş. (1985
3. 1990 – 2000 ARASI
DÖNEMDE TÜRK BANKACILIK SİSTEMİ
1990’lı
yıllarda makro ekonomik istikrarsızlık, yüksek kamu kesimi açıkları, kamu
bankalarının sistemi çarpıtıcı etkileri, risk algılama ve yönetiminin
zayıflaması gibi nedenlerle bankacılık sektörü, üretimi destekleme ve
kaynakları uzun vadeli yatırımlara yönlendirme şeklindeki mali aracılık
fonksiyonunu etkin bir biçimde yerine getirememiştir. Bu sürecin bir sonucu
olarak Türk bankacılık sistemi özkaynak yetersizliği, küçük ölçekli ve parçalı
bankacılık yapısı, kamu bankalarının sistem içindeki payının yüksekliği, zayıf
aktif kalitesi (kredi yoğunlaşması, grup bankacılığı ve risklerinin yoğunluğu,
kredi ve karşılıklar arasındaki uyumsuzluk), piyasa risklerine aşırı duyarlılık
ve kırılganlık (vade uyumsuzluğu, açık pozisyon), yetersiz iç kontrol, risk
yönetimi, şeffaflığın eksikliği ve kurumsal yönetişim şeklinde sıralanabilecek
yapısal zayıflıklarla karşı karşıya kalmıştır ( Boyacıoğlu, 2003:525).
Bu sorunlar nedeniyle bankacılık
sektörü iç ve dış şoklara oldukça duyarlı ve kırılgan hale gelmiştir
(Boyacıoğlu, 2003:526). Ayrıca hükümetin uyguladığı yanlış ekonomik politikalar
ile hazine ihalelerinin iptali ve bunlara bağlı olarak uluslar arası rating
kuruluşlarının ülkemizin kredi notunu düşürmesi kriz ortamını hazırlamıştır. Bu
gelişmeler aşırı değerlenen TL’de devalüasyon beklentisiyle birleşince 1994
başında kriz patlak vermiştir (Tutcuoğlu, 2010:10). 1994 kriziyle de Türk
bankacılık sektörü önemli kayıplarla karşı karşıya gelmiştir (Boyacıoğlu,
2003:526). Yaşanan krizin ardından üç banka tasfiye edilmiştir. Bu bankalar;
TYT Bank (Türkiye Turizm Yatırım ve Dış Ticaret Bankası), Marmara Bank ve
Impexbank’tır (Ergüneş, 2008:177-178).
Krizin
ardından bankacılık sistemine yeniden güvenin sağlanması için bankalar yasasına
düzenlemeler getirilmiştir. Merkez Bankası’nın özerk bir kuruluş haline gelmesi
ve Merkez Bankasının bankalara özkaynaklarının iki katı kadar reeskont kredisi
açabilmesi bu yasal düzenlemeler arasındadır (Ergüneş, 2008:180).
Krizin olumsuz etkileri kısa sürede
aşılmıştır, fakat sonraki dönemde Uzakdoğu ve Rusya Krizleri ile 1999 depremi
nedeniyle ekonomideki daralma bankacılık sektörünü de olumsuz etkilemiş söz
konusu olaylardan sonra bankalar yüksek riskli bir ortamda faaliyetlerini
sürdürmek durumunda kalmışlardır (Boyacıoğlu, 2003:527).
Liberalizmin temel politikalarından
olan kamu kesiminin ekonomideki yerinin daraltılmasına yönelik kamu
kuruluşlarının özelleştirilmesi 1980’lerde benimsenmiş fakat 1986’dan itibaren
uygulamaya konmuştur. Kamu bankalarının özelleştirilmesi de 1990ların
ortalarını bulmuştur. Özelleştirmesi gerçekleşen bankalar; Sümerbank (1995 -
Garipoğlu Grubu), Etibank (1997 – Nergis Holding&Medya), Denizbank (1997 –
Zorlu), Anadolu Bankası (1997 – Başaran Grubu). (Ergüneş, 2008:182)
1998 yılında, geniş ayrıcalıklar ve
kolay kardan pay almak üzere giderek artan holding bankacılığıyla medya
organları da birer banka sahibi olmuştur. Bunlar;
-
İhlas Finans – Enver Ören - TGRT, Türkiye Gazetesi, İHA.
-
Asa Finans – ortak Gaye Matbaacılık (Alaeddin Kaya)-Samanyolu TV, Zaman
Gazetesi.
-
Bank Ekspres – Korkmaz Yiğit-Kanal 6-Yeni Yüzyıl
-
Etibank – Dinç Bilgin-Sabah Grubu
-
Bank Kapital – Ceylan Holding-CTV
-
İnterbank – Cavit Çağlar-NTV
-
İktisat Bankası – Erol Aksoy-Show TV, Cine5, Akşam Grubu (Ergüneş,
2008:183-184).
1998’de Robo Bank, Credit Suisse
First Boston, Morgan Guaranty, Okan Yatırım, GSD Yatırım, Süzer Yatırım, Diler
Yatırım, Toprak Yatırım, Nurol Yatırım kuruluşları yeni finans sistemine dahil
olmuştur (Ergüneş, 2008:185).
Haziran 1999’da yürürlüğe giren 4389
sayılı Bankalar Kanunu bir dönüm noktası olmuştur. Bu kanun uyarınca 23 Haziran
1999 tarihine Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kurulmuş ve Hazine
müsteşarlığının bankacılıkla ilgili görevlerini bu kuruma devretmesi ile 31
Haziran 2000’de resmen faaliyete geçmiştir. İlgili kanun ile ayrıca banka
sahibi olmak ve banka kurmak zorlaştırılmıştır (Boyacıoğlu, 2003:527).
3.1. 1990 – 2000 Dönemi
Türkiye’de Kurulan ve Hala Faaliyet Sürdüren Bankalar
3.1.1. Kamu Kalkınma ve
Yatırım Bankaları
- İMKB Takas ve Saklama Bankası A.Ş.
(1995)
3.1.2.
Özel Yatırım Bankaları
-
Aktif Yatırım Bankası A.Ş. (1999)
- Diler Yatırım Bankası A.Ş. (1998)
- GSD Yatırım Bankası A.Ş. (1998)
- Nurol Yatırım Bankası A.Ş. (1998)
3.1.3.
Türkiye'de Kurulu Yabancı Yatırım Bankaları
-
Merrill Lynch Yatırım Bank A.Ş. (1992)
- BankPozitif Kredi ve Kalkınma Bankası A.Ş.
(1999)
3.1.4. Özel Mevduat
Bankaları
-
Alternatif Bank A.Ş. (1992)
- Anadolubank A.Ş. (1996)
3.1.5. Türkiyede Kurulu
Yabancı Mevduat Bankaları
- Denizbank A.Ş. (1997)
- Eurobank Tekfen A.Ş. (1992)
3.2. 1990 – 2000 Dönemi Türkiye’de Kurulan ve
Faaliyeti Sona Eren Bankalar
-
Atlas Yatırım Bankası A.Ş. (1999)
-
Credit Suisse First Boston (1998)
- Ege Giyim Sanayicileri Bankası A.Ş. (1995)
- ING Bank N.V. (1997)
- Kentbank A.Ş. (1992)
- Morgan Guaranty Trust Co. (1999)
- Okan Yatırım Bankası A.Ş. (1998)
- Park Yatırım Bankası A.Ş. (1992)
- Rabobank Nederland (1998)
- Toprakbank A.Ş. (1992)
- Yurt Ticaret ve Kredi Bankası A.Ş.
(Yurtbank) (1993)
4. 2000’Lİ YILLARDA TÜRK
BANKACILIK SEKTÖRÜ
2000’li
yıllarda da bankacılık sektöründe yenilikler yapılarak sektörü daha sağlıklı
bir yapıya kavuşturma girişimleri devam etmiştir. 1 Ocak 2000’de uygulamaya
konan IMF İstikrar Programı olan Enflasyonla Mücadele Programı bankacılık,
sosyal güvenlik ve uluslar arası arbitrasyon olmak üzere üç alandaki yapısal
reformları içeriyordu. Program kapsamındaki başlıca ekonomik politikalar
arasında bankacılık sektörünü etkileyen önemli iki tanesi bankacılık kanununun
çıkarılması ve kurların sabitlenmesidir. (Ergüneş, 2008:192).
2000 yılında bankacılık kesiminin
likidite, faiz ve kur risklerine karşı duyarlılığının arttığı bir dönemde Kasım
2000 krizi patlak vermiştir. Likidite yetersizliğinden kaynaklanan bu kriz
sonucunda faiz oranlarının önemli ölçüde yükselmesi, bankaların mali yapılarını
daha da bozmuştur. Kasım krizi sonrası alınan önlemlerle mali piyasalardaki dalgalanmalar
kısmen giderilmiş, ancak sistem kendisini toparlamaya fırsat bulmadan 2001’de
yaşanan gelişmeler bankacılık sistemini tekrar sarsmıştır. Bunun nedeni,
bankacılık sisteminde kronik hale gelen mali bünye zafiyeti olmuştur
(Boyacıoğlu, 2003:528). 2000 Kasım krizi ve 2001 Şubat krizinin ardından 2000
Enflasyonla Mücadele Programı terk edilip, sınırlı devalüasyon yapılarak 22
Şubat 2001’de dalgalı döviz kuruna geçilmiştir (Ergüneş, 2008:196).
Kur rejiminin terk edilmesi
nedeniyle ortaya çıkan güven bunalımı ve istikrarsızlığı ortadan kaldırmak,
ekonominin yeniden yapılandırılmasına yönelik altyapıyı oluşturmak amacıyla
“Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” uygulamaya konulmuştur. Bu programın temel
unsuru; bankacılık sektörünün yapısal sorunlarını kalıcı bir şekilde çözmek,
sistemi sağlıklı ve dünya ölçeğinde rekabet edebilir bir yapıya kavuşturmak
amacıyla yeniden yapılandırmak olarak belirlenmiştir. “Güçlü Ekonomiye Geçiş
Programı” çerçevesinde “Bankacılık Sektörünün Yeniden Yapılandırılması Programı”nın
temel amacı; kamu bankalarını mali sistem içinde bir istikrarsızlık unsuru
olmaktan çıkarmak, TMSF bünyesindeki bankaların sorunlarını en kısa sürede
çözüme kavuşturmak ve yaşanan krizlerden olumsuz yönde etkilenen özel
bankaların sağlıklı bir yapıya kavuşmalarını sağlayacak düzenlemeleri
gerçekleştirmektir (Boyacıoğlu, 2003:530).
Bankacılık sektörünün yeniden
yapılandırılması sürecinde, yabancı sermayeli bankaların bilgi birikimlerinden,
teknik ve sermaye güçlerinden faydalanılması amaçlanmış, bu doğrultuda
oluşturulan yapılandırma programı kapsamında, yabancı banka veya danışmanların
kullanılması, yabancı sermayeli bankaların sisteme girmelerinin özendirilmesi
ilkeleri yer almıştır. Yeniden yapılandırma kapsamında bankaların sermaye
yapılarının Basel II kriterleri doğrultusunda güçlendirilmesine çalışılmış ve
TMSF bünyesindeki bankaların yerli veya yabancı yatırımcılara satışı
faaliyetlerine girişilmiştir (Karacaoğlan, 2011:33-34).
Tablo
3: Yabancıların Nitelikli Paya Sahip Oldukları Bankalar
Banka
|
Yabancı Ortak
|
Pay
|
Türkiye Ekonomi
Bankası
|
BNP Paribas
|
% 50
|
Yapı ve Kredi
Bankası
|
Unicredit
|
% 50
|
T. Garanti
Bankası
|
G.E. Capital
Cooperation
|
% 25,5
|
Şekerbank
|
Kazak Bank Turan Alem
|
% 34
|
Akbank
|
Citibank
|
% 20
|
Kaynak:
Apak ve Tavşancı, 2008:46
Tablo 4: Yabancı Bankaya Dönüşmüş Ulusal
Bankalar
Ulusal
Banka
|
Satın
alan Yabancı Banka/Kuruluş
|
Açıklama
|
Demirbank
|
HSBC
Bank A.Ş.
|
TMSF
tarafından 2002’de satılmıştır.
|
Citibank
|
Nova
Bank Ünvanı, Bank Europa, son olarakta Millenium Bank olarak değiştirlmiştir.
|
TMSF
tarafından 2002 yılında satılmıştır.
|
Türk
Dış Ticaret Bankası
|
Fortis
Bank N.V. SA
|
Payın
% 89’u 2005 yılında satın alınmıştır.
|
Finans
Bank A.Ş.
|
National
Bank of Greece
|
Payın
% 46’sı 2006 yılında alınmıştır
|
Denizbank
A.Ş.
|
Dexia
Participation Belgique
|
Payın
% 75’i 2006 yılında alınmıştır
|
Bank
Pozitif Kredi ve Kalkınma Bankası
|
Bank
Hapoalim BM Bank
|
Payın
% 58’i 2006 yılında alınmıştır
|
Tat
Yatırım Bankası
|
Merrill
Lynch European Azset Holding
|
Payın
% 99’u 2006 yılında alınmıştır
|
Tekfen
Bank
|
Eurobank
EFG
|
Payın
%70’nin satımı 2007
yılında
BDDk’ca onaylanmıştır
|
Kaynak:
Apak ve Tavşancı, 2008:46
12
Mayıs 2001 tarih 4672 sayılı karar ile bankalar kanununda çok önemli
değişikliklere gidilmiştir. Bu değişikliklerle sistemi daha güçlü hale
getirerek sisteme olan güvenin artmasını sağlamaktır. Kanunda yapılan
değişikliklerin ana başlıklarına göz attığımızda.
• Banka kurulması için aranılan
koşullar ağırlaştırılmıştır,
• Kredi ve iştirak sınırları
değiştirilmiştir,
• Pay sahipliği ve devir payları
oranları değiştirilmiştir,
• Banka ortakları ve yöneticilerinin
şahsi sorumlulukları artırılmıştır,
• İdari ve adli suç ve cezalar yeniden
düzenlenmiştir,
• Özel Finans Kurumlarının kurulması
ve kaldırılmasına ilişkin yetki BDDK’ya bırakılmıştır.
• Bankaların ayırdıkları karşılıklara
ilişkin düzenleme yapılmıştır,
• Yabancı para pozisyonunun sınırları
çizilmiştir,
• Bankaların kuruluş, faaliyet,
birleşme ve devirlerine ilişkin değişiklikler yapılmıştır,
• Bankaların konsolide bazda mali
tablolar düzenlemesine karar verilmiştir,
• Uluslararası muhasebe
standartlarının uygulanması güçlendirilmiştir,
• TMSF yetkileri yeniden
düzenlenmiştir,
• Mevduat sigortası 50 milyar ile
sınırlandırılmıştır (Coşkun ve Balatan, 2009:25)
2000’den itibaren bankaların
hortumlandıkları gerekçesiyle düzenlenen banka operasyonları ile 8 bankaya el
konulmuş (Ulusal Bank, İktisat Bankası, EGS Bank, Bayındırbank, Kentbank, Milli
Aydın Bankası “Tarişbank”, Sitebank ve Toprakbank) bu bankalar TMSF’ye ve BDDK’ devredilmiştir.
Fon bünyesinde olan bankalar ise Egebank, Yurtbank, Yaşarbank ve Bank Kapital
Ocak 2001’de, Ulusal Bank ise Nisan 2001’de Sümerbank ile birleştirilmiş,
Sümerbank ise aynı yıl içinde Oyak Grubuna satılmıştır. Fon bünyesindeki diğer
bankalardan İnterbank ve Esbank Haziran 2001’de Etibank ile birleştirilmiş,
yılsonu itibariyle Etibank’ın bankacılık lisansı iptal edilmiştir. 2001 yılı
içinde Sümerbank’a ek olarak Demirbank’ın HSBC Bank’a ve Sitebank’ın da
Novabank’a satışlarıda bu dönemde gerçekleştirilmiştir (Karacaoğlan,2011:35).
Özel bankalar 2001 Krizinden sonra
önemli ölçüde kaybettikleri sermayelerini güçlendirmiştir. Bunu yapamayan
bankalar birleşmiş veya TMSF’ye alınmıştır (Karacaoğlan, 2011:34).
Tablo 5: Bankacılık Sektöründe Devir ve
Birleşmelere İlişkin Gelişmeler
Devir
ve Birleşmeye Konu Olan Bankalar
|
Yeni
Banka
|
Açıklama
|
|
Osmanlı
Bankası
|
Körfez
Bankası
|
Osmanlı
Bankası
|
31
Ağustos 2001 tarihinde Birleşik Türk Körfez Bankası A.Ş., tüm hak, alacak,
borç ve yükümlülükleriyle ve tüzel kişiliği sona erdirilmek suretiyle Osmanlı
Bankası A.Ş.’ye devredilmiştir.
|
Garanti
Ban-kası
|
Osmanlı
Bankası
|
Garanti
Bankası
|
Osmanlı
Bankası 14.12.2001 tarihi itibariyle Garanti Bankası’na devredilmiştir.
|
HSBC
Bank Plc.
|
Demirbank
|
HSBC
Bank Plc.
|
Demirbank
14.12.2001 tarihinde HSBC Bank A.Ş.'ye devredilmiştir.
|
Tefken
Yatırım
|
Bank
Ekspres
|
Tekfen
Bank A.Ş.
|
Bank
Ekspres’in Tefken Bank A.Ş’ye devri 26.10.2001 tarihin-de tamamlanmış olup,
devir tarihi itibariyle unvanı Tekfenbank A.Ş. olarak değiştirilmiştir.
|
Oyak
Bank
|
Sümerbank
|
Oyak
Bank
|
11
Ocak 2002 tarihinde Sümer-bank’ın satışı tamamlanmış ve Oyakbank A.Ş. adı
altında faaliyete başlamıştır.
|
Morgan
Guaranty
|
The
Chase Man-hattan
|
JPMorgan
Chase & Co
|
İki
bankanın birleşmesi 14.12.2001 tarihinde tescil edilmiştir.
|
Sınai
Yatırım Bankası
|
T.
Sınai Kalkınma Bankası
|
T.
Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.
|
Sınai
Yatırım Bankası, 29.03.2002 tarihinde T. Sınai Kalkınma Bankası’na
devredilmiştir.
|
Kaynak:
BDDK (2002), a.g.e.
Tablo
6: TMSF’ye Devredilen Bankalar

Kaynak:
BDDK Bankacılık Sektörü Yeniden Yapılandırma Programı Gelişme Raporu, 2002.
2000-2001 krizinin ciddi etkilerine
rağmen Türk bankacılık sektörü 2002 yılı itibariyle tekrar kar etmeye başlamış,
2007 yılı sonu itibariyle ise bankacılık sektörü Cumhuriyet tarihinin en yüksek
seviyesi olan 12 milyar USD düzeyinde kar elde etmiştir (Oskay ve Kubar,
2010:77).
2000’li yıllarda Türkiye ekonomisine
ve bankacılık sektörüne damgasını vuran kriz harici bir diğer olgu ise;
internet bankacılığının gelişmesi ve yaygınlaşmasıdır. İnternet bankacılığı,
ticari bankaların yüzünü de değiştirerek önceki tüm iletişim devrimlerinden çok
daha hızlı bir gelişme göstermiştir. Elektronik ticaretin gelişmesiyle
birlikte, internet bankacılığının yanı sıra telefon bankacılığı da bu dönemde
büyük gelişme göstermiştir. (Tutcuoğlu, 2010:11).
Bankacılık sektörünün yapısı 2004
yılında enflasyon ve nominal faizlerin düşüşüne ve döviz değerinin artmasına
göre şekillenmiştir. Bu durumda, rekabet bankacılık hizmetlerine çekilmekte ve
işlemlerde maliyet unsurları önem kazanmaktadır. 2005 Mayıs ayında IMF ile yeni
bir stand-by anlaşması yapılmıştır. IMF’nin bankacılık yakından etkileyen
Bankacılık Yasası, Vergi İdaresi Reformu, Sosyal Güvenlik Reformu ve Teşvikli
İllerin kaynak sorunları gibi konularda düzenlemeye gidilmiştir (Apak ve
Tavşancı, 2008:45). Bankaların faaliyetini düzenleyen mevzuat 2005 yılında
yenilenerek, uluslararası genel kabul görmüş prensiplere ve uygulamalara önemli
ölçüde yaklaştırılmıştır (Karcaoğlan, 2011:34).
Bu gelişmelerden başka, etkili denetim tekniklerinin ve sermaye
piyasalarının yeterince gelişmemesi, yetersiz finansal altyapı, kamu bankalarının
ve TMSF Bankalarının kaynak aktarımlarının devamı iç ve diş piyasalardan daha
fazla ve uzun vadeli kaynak gelişimini engellemekteydi. Ayrıca 17 Aralık 2004
tarihinde çıkan AB’den müzakere sürecine başlanması kararı, IMF ilişkileri ve
yabancı sermayenin Türkiye’ye olan tutumu bankacılık sektörünün genel yapısını
etkilemekteydi (Apak ve Tavşancı, 2008:45).
1998 – 2008 bankacılık sektörü ile
ilgili temel göstergeler aşağıdaki tabloda verilmiştir:
Tablo
7: Bankacılık Sektörü ile İlgili Temel Düzenlemeler
|
1998
|
1999
|
2000
|
2001
|
2005
|
2006
|
2007
|
2008
|
Toplam
Aktifler/ Milyar TL
|
36,8
|
72,1
|
104,1
|
173,4
|
406,9
|
499,7
|
581,6
|
732,5
|
Krediler/
Milyar
TL
|
13,1
|
19,9
|
31,8
|
38,0
|
156,4
|
219,0
|
285,6
|
367,4
|
Mevduat/
Milyar TL
|
21,8
|
43,4
|
58,9
|
110,4
|
251,5
|
307,6
|
356,9
|
454,6
|
Özkaynaklar/
Milyar TL
|
3,3
|
4,2
|
7,2
|
18,3
|
54,7
|
59,5
|
75,8
|
86,4
|
Banka
Sayısı
|
75
|
81
|
79
|
63
|
51
|
50
|
50
|
50
|
Şube
Sayısı
|
7.740
|
8.104
|
8.298
|
7.386
|
6.240
|
6.911
|
7.700
|
8.768
|
Krediler/Mevduat
|
60,3
|
45,9
|
54,1
|
34,4
|
62,2
|
71,2
|
80,0
|
80,8
|
Dönem
Karı/ Milyar TL
|
0,8
|
-0,3
|
-3,1
|
-10,5
|
6,0
|
11,4
|
14,9
|
13,4
|
Kaynak:
BDDK, Krizden İstikrara Türkiye Tecrübesi, Nisan 2009.
KAYNAKÇA
ANDERSEN, Arthur; 2000’li Yıllarda Türk
Bankacılık Sektörü, T.B.B., Y. No:211, Haziran 1999
APAK, Sudi,
Aykut Tavşancı, ‘’Türkiye’de Yabancı Bankacılığın Gelişimi ve Ekonomi
Politikalarıyla Uyumu’’, Maliye Finans Yazıları, Y. No:80, Temmuz 2008
BAŞOL,
Koray, Türkiye Ekonomisi, Anadolu Matbaası, İzmir, 1992
BOYACIOĞLU,
Melek Acar, 1980 Sonrası Türk Bankacılık Sistemindeki Gelişmeler, Krizlerin
Sektör Üzerindeki Etkileri ve İyileştirici Öneriler, Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi
ÇOŞKUN,
Yaprak Sevil, Zeynep Balatan, Küresel Mali Krizin Bankacılık Sektörüne Etkileri
ve Türk Bankacılık Sektörünün Veri Zarflama Analizi İle Bilançoya Dayalı Mali
Etkinlik Analizi, Eğe Üniversitesi 12. İktisat Öğrencileri Kongresi, İzmir,
2009
DİNÇ,
Abdülkadir, ‘’Makroekonomik Faktörlerin Bankaların Karlılığı Üzerine
Etkisi:2000-2004 Dönemi Türk Bankacılık Sistemi Üzerine Bir Uygulama,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul, 2006
ERGÜNEŞ,
Nuray ,’’Bankalar, Birikim, Yolsuzluk 1980 Sonrası Türkiye'de Bankacılık
Sektörü’’, SAV Sosyal Araştırmalar Vakfı,
İstanbul;2008
ERTUĞRUL,
Ahmet , Osman Zaim, ‘’ Türk Bankacılığında Etkinlik Tarihi Gelişim ve
Kantitatif Analiz’’, Bilkamat İşletme ve Finans Yayınları, Ankara, 1996
GÜNEŞ,
Sevcan,’’Finansal Krizler ve IMF Destekli İstikrar Programlarının Türk
Bankacılık Sistemine Etkileri 1980- 2003 Dönemi’’, Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli, 2004
HİÇ,
Süreyya, Türkiye Ekonomisi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1994
KARACAOĞLAN,
Çağlar, Yabancı Sermayeli Bankaların Türk Bankacılık Sistemine Girişi’’, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul,
2011
OSKAY,
Cansel, Yeşim Kubar, ‘’ Küresel Mali Krizde Türk Bankacılık Sistemi’’, Çağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Y. No:7, Haziran 2010
SUCU,
İlkay, ‘’Türk Bankacılık Sistemi: Finansal Krizler ve Finansal Krizler Sonrası
Uygulanan İstikrar Politikalarının Etkisi’’, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydın, 2005
ŞAHİN,
Hüseyin, Türkiye Ekonomisi, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2006
TUTCUOĞLU,
Rabia Saliha, ‘’Bankacılığın Gelişimi Nedenleri ve Bankacılık Sektörü Açısından
Oluşturduğu Riskler’’, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Ticaret
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2010
YETİZ,
Filiz, ‘’Finansal Sistemin Yapısı,Finansal Derinleşme ve Ekonomik Büyüme
İlişkisi, Türk Finans Sistemi’’, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana,2008
YILMAZ,
Naci,’’1930-1946 Döneminde Türk Bankacılık Tarihi’’, Yayınlanmamış Doktara
Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2007
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder